İş Hayatımızdaki “Anlam Duygumuz” nedir diye kendimize sorsak acaba ne yanıt veririz? Ne demek bu “Anlam duygusu” derseniz “Anlam Duygusu”; yaptığımız ve yaşadığımız her şeyin aklımızda ve kalbimizde yarattığı etki, bu nedenle içimizde oluşan coşku, bizi hayata bağlayan his, kendimizi gerçekleştirme hedefimiz ve yaşam amacımız olarak tanımlanabilir.
Ne yaparsak yapalım herşeyde tanımladığımız ve tanımlayamadığımız bir anlam duygumuz vardır. Tüm ilişkilerimizi ve seçimlerimizi bu anlam duygusuna duyduğumuz ihtiyaç nedeniyle onun peşinden giderek yönetiriz.
İş hayatımızda da ortaya koyabildiğimiz anlam duygusunun gücü, anlaşılabilirliği, etkisi ve paylaşımı kadar güçlü bir ekip kurabiliriz. O nedenle iş hayatında başarılı olabilmek için ilk ihtiyacımız olan şey; güçlü, etkili ve etrafımızdaki herkes tarafından paylaşılabilir bir anlam duygusu ortaklığını oluşturabilmektir. O zaman yapılacak şeyler sırasıyla;
1. Anlam Duygunu tanımla!
2. Anlam Duygunu paylaşan bir Ekip kur!
3. İşinin Lideri Ol! olarak üç aşamada tamalanabilir.
Organizasyonlarda Anlam duygusu oluşturabilmek ve bunu paylaşan bir Ekibi kurabilmek tam anlamıyla bir Liderlik becerisidir. Liderlik; tek cümle ile; “hayalinin peşinden önce kendini sonra da diğerlerini etki yaratarak tutkuyla sürükleyebilmek” demektir. Hepimiz en azından önce kendi hayatımızın lideri olduğumuza göre iş hayatında da başarı için Liderlik becerilerimizi geliştirmek zorundayız. Liderlik becerisi doğuştan kazanılabileceği gibi sonradan da geliştirilebilecek bir tutumdur aslında. Ancak Liderlik becerisi ile fark yaratan başarılar elde edilir. Liderlik becerisine yöneticilerin dışında bir sürecin içinde yer alan herkes sahip olmalıdır. Tüm organizasyon Liderlik tutumunu eş zamanlı sergileyebildiği zaman organizasyonun tüzel kişiliğine ait toplam Liderlik gücü ortaya çıkar. Liderliğin etkisi için güçlü bir Liderde bulunması gereken en önemli üç tutum;
1. Adil Olması,
2. Arif Olması, ve
3. Zarif Olması’ dır.
Yani Liderin Adil, Arif ve Zarif olanı makbuldür.
Daha sonra tanımladığımız bu anlam duygusunu gerçekleştirmemizi sağlayacak bir üst hedef tanımı yapmak, üst hedefe bizi taşıyacak alt hedef kırılımını da ayrıca oluşturmak ve hedeflere ulaşabilmek için bir yol haritası hazırlamak gerekir.
Esasen Hedefin nasıl tanımlandığı ile başlar her şey.
Mevcutta bulunduğunuz durumun ne olduğunun, nerede olduğunuzun farkındalığı ile ancak doğru bir hedef tanımlanabilir. Yani cevabını aradığımız öncelikli sorular “şu an neredeyim?” ve “şu an ne durumdayım?” soruları olmalıdır. Halen içinde bulunduğumuz yerden, olduğumuz durumdan gelecekte hedeflediğimiz yer ve ve hedeflediğimiz durum tanımı aslında bizim gerçek hedefimizi ortaya çıkarır. Tabi ki bu hedefimiz; gerçekçi, kolay anlaşılan, zorlayıcı ama ulaşılabilir, zaman bazlı ve ölçülebilir olmalıdır. Yanısıra hedeflerimize ulaşmak için akılcı bir Eylem Planımız da olmalıdır. Eylem Planı olmayan hedefler dilek ve temenniden öteye geçemez.
İş hayatımızda da özel hayatımızda da başarabilmek için en büyük kazancımız başarısızlıklarımızdan çıkardığımız derslerdir. Başarılı insanların yaşadıkları pek çok başarısızlık hikayesi vardır ki her defasında hedeflerine ulaşamadıkça pes etmeyip hatta yeni dersler çıkarıp, bıkmadan usanmadan tekrar tekrar denedikleri ve sonunda istedikleri sonuçları alabildikleri hikayelerdir onların farklılıkları. Yani İş Hayatınının başarı için olmazsa olmaz temel beş davranış biçimidir onları başarıya götüren. O zaman hedeflerimizin peşinden koşarken iç sesimizle tekrarlayacağımız tutumlar aşağıdaki gibi olmalıdır;
1. Vazgeçme!
2. Üşenme!
3. Erteleme!
4. Takip Et!
5. Israr Et!
“Alice Harikalar Diyarında” ve “Küçük Prens” adlı çocuk kitapları aslında birer masal olmayıp esasen iş&yönetim ve hatta hayat dersleri alınabilecek derinlikte felsefi hikayeleri içeren, büyüklerin de keyifle okuyabilecekleri ve pek çok dersi çıkarabilecekleri masalsı hikayelerdir.
Yazımızın konusu ile ilgili “Alice Harikalar Diyarında” masalından kısa bir anekdotta güzel bir örnek vardır; “Alice yaşadıkları harikalar diyarındaki ormanda tavşan ile birlikte, onun rehberliğinde çok güzel zamanlar geçirmektedir. Tavşan nereye Alice peşinden hep oraya gider. Yani nereye gidileceğini her zaman tavşan belirlemektedir. Gezintiye çıktıkları bir gün Tavşan iki yol ağzında aniden durup, “tamam benden bu kadar, yoruldum, artık yoluna yalnız devam edebilirsin Alice!” der. Alice şaşa kalır. “Neden durduk şimdi, ne oldu? Ne güzel hep seni takip ediyordum ve hiç kaybolmuyordum. Sen olmayınca ben şimdi kimi izleyeceğim, yolumu nasıl bulacağım? Örneğin şu an bile karşımıza çıkan bu iki yolun hangisinden gideceğim?” der. Tavşan cevap verir; “Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gideceğinin bir önemi yoktur!”. Bu anekdottan harekerle başarı için izleyeceğimiz akış aşağıdaki gibi sıralanabilir;
1. Anlam Duygunu bul!
2. Şu an nerede olduğunu, mevcut ne durumda olduğunu çok iyi analiz et!
3. Gitmek ve bulunmak istediğin yeri, olmak istediğin durumu belirle!
4. Mevcut durumdan olmak istediğin yere nasıl gidebileceğine dair akılcı yol haritanı ve aksiyon planını oluştur!
5. Zaman bazlı, zorlayıcı ve ölçülebilir şekilde kısa ve uzun vadeli Hedeflerini belirle!
6. Hedeflerine ait göstergelerin fiili durumunu belirlediğin periyotlarda ölçerek kontrol et, gerekli önlemleri al!
Aslında hedeflerimize ulaştığımızda yeni başka hedeflerimiz olur. Hedefe ulaşma coşkusu yaşam boyu hiç bitmez. Hedef biter ise yaşama dair anlam duygusu da biter. Hedefe ulaşmak için harcadığımız gayret ve çabadır bizi yaşama sımsıkı bağlayan. Başarmak ve sonuç almak kadar başarmak için gidilen yoldaki yolculuktur belki de gerçekten anlamlı olan, kimbilir…
Sevdiğim Sözler: “Fark yaratma yürekliliğini gösterme ve gerçekten yapmaya değer bir şey yapma zamanı gelmiştir. Mutlaka büyük bir amaç değil; ama yüreğinizde tutuşan herhangi bir şey arzunuz, düşünüz olan bir şey için… Yeryüzündeki günlerinizin değerli ve anlamlı geçmesi, kendinize olan borcunuzdur, yaşamın tadına varın, var gücünüzle hedefe odaklanın.” Joyce Giula
“Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.” Montaigne
Comments