Öncelikle Ülkemizin yaşadığı elim Deprem afeti nedeniyle Hepimizin başı sağ olsun, Hepimize çok geçmiş olsun. Bu tip günlerde Depreme değinmeden yazı yazmak da çok güç.
İlk şoklar geçtikten sonra ki maalesef “bu defa şok süresi Hepimizde maalesef çok uzun sürdü”. Deprem sürecinin öncesinde, deprem esnasında ve depremin sonrasında sürecin nasıl yaşandığını ve yönetildiğini incelediğimizde; Risk ve Afet Yönetimi ile ilgili pek çok detayın Millet ve Devlet olarak hepimiz tarafından birlikte ihmal edildiğini ve gereğinin yeterince yapılamadığını, deprem öncesinde çok ciddi denetim eksiklerinin ve bilimsel olmayan kararların bulunduğunu, deprem esnasında da tüm iyi niyete rağmen ilk anda organizasyonel anlamda yetersizliklerin yaşandığını, bu boyutta bir depremin yaratacağı karmaşanın boyutunun yeterince öngörülemediğini ve gerekli hazırlıkların yapılamadığını üzülerek gözlemledik, anladık, içimiz bu nedenle çok daha fazla yandı.
Yaralarımızı sarıp, mağduriyeti giderdikten sonra umarım Millet ve Devlet olarak içinde yaşadığımız coğrafya kaynaklı “belki daha şiddetlilerine de maruz kalacağımız” bu büyük depremden yeterince bu defa bari ders alırız. Ülkemizin maruz kalacağı Deprem Riskini bilerek, Risk yaşanmadan önce gerekli tüm hesaplamaları ve planları yaparak, Doğayı ve Bilimi gözeterek, Doğaya ve Bilime saygı duyarak gerekli tüm tedbirleri alabiliriz.
Bu nedenle bu sayıdaki yazımda en azından Şirketlerimizde yaşanabilecek ani bir finansal yapısal depremi önceden öngörebilmemiz için gerekli olan Finansal Risk Yönetimine dair pratik bir hesaplama yönteminden bahsetmeyi tercih ettim.
Şirket performansını ve riskini ölçmenin çeşitli yöntemleri vardır. Bunlardan biri, 55 yıldır kullanılan ”Z skoru” (“Altman” Skoru) . Finansal durumun neredeyse tamamını; Bilanço ve Gelir Tablosu ile birlikte kapsayıcı şekilde değerlendirdiği için risk ölçümü için kullanabilecek bu yöntem Şirketlerimiz için bir “Risk Değerlendirme Aracı” olarak kullanıla
New York Üniversitesi profesörü” Edward Altman“bu puanlamayı şirketlerin iflas riskini ölçmek için geliştirmiş.
Bir firmanın “Altman Z Skoru”:
· 3’ ün üzerinde ise durumunun ”sağlam“ olduğuna,
· 1,8 ile 3 arasında ise gri bölgede“ olduğuna,
· 1,8’ in altında ise ciddi bir iflas riski bulunduğuna“ kanaat getiriliyor.
Nitekim, 1969-1975 arasında 86, 1976- 1995 arasında 110 ve 1996-1999 arasında 120 firma üzerinde denenen formül, yüzde 82 ile 94 arasında doğru tahminde bulunmuş.
“Z skoru” şöyle hesaplanıyor:
Z Skoru= 1,2 A + 1,4 B + 3,3 C + 0,6 D + 1,0 E
Buradaki farklı harfler, şu kriterlere işaret ediyor:
A: Likidite Faktörü= İşletme sermayesi / Toplam Varlıklar
(Liquidity factor) = Working capital / Total Assets)
Şirketin kısa vadedeki finansal sağlığını ölçen bu kritere Türkiye’de biraz temkinle yaklaşmamız lazım. Zira işletme sermayenizin çok yüksek olması, firmanızın sağlığından çok, rekabetçi olabilmek için ‘paranızı müşterinizin cebinde bıraktığınızı’ gösteriyor olabilir.
B: Birikmiş Sermaye Karı Faktörü= Birikmiş kârlar / Toplam Varlıklar
(Profitability Factor) = Retained Earnings / Total Assets)
Şirketin kazandığı para ile işliyor olması iyi bir işaret. Maalesef bizim şirketlerimizde bu kalemin genellikle düşük olduğunu gözlemliyoruz. Netice, zayıf sermaye yapısı, ticari ve finansal borca yüksek bağlılık ve fırtınalarda sallanmak oluyor.
C: Operasyonel Karlılık Faktörü= Faiz ve Vergi öncesi Kazanç / Toplam varlıklar
(Profitability factor) = Operating Earnings / Total Assets)
Şirketin varlıklarını kullanarak yarattığı operasyonel kazancı görmek açısından önemli bir kalemdir. Ancak Türkiye’de faiz ödemelerinin yüksekliği düşünüldüğünde, ‘faiz öncesi’ rakamların anlamı maalesef azalıyor.
D: Öz Sermaye Faktörü= Öz Sermaye / Toplam Borçlar
(Compares Company’s Value vs. Liabilities) = Market Capitalization / Total Liabilities
“Kimin parası ile iş yaptığınızın” göstergesi. Yukarıda da belirtildiği gibi şirketlerin sermaye yapısının güçlendirilmesi gerekiyor.
E: Etkinlik Faktörü = Satışlar / Toplam Varlıklar
(Efficiency Factor) = Sales / Total Assets
Şirketin mevcut varlıklarıyla piyasada ne kadar var olabildiğinin ölçümü.
Elbette Altman’ın yaklaşımına temkinle yaklaşmamızı gerektiren sebepler var: formülün daha ziyade üretim firmalarına uygun olması, belli zaman dilimlerinde mali verilerde özel durumların oluşabileceği (örneğin yatırım sürecinin ortası) ve ABD-Türkiye arasındaki farklar (döviz ve enflasyonun verilere etkisi) vb.
Ancak şirketlerin finansal performanslarına daha kapsamlı bakmak isteyen işletme sahipleri, yöneticiler veya yatırımcıların “Altman Z skoruna” da bir göz atmaları kendilerine bütünsel bir Risk fikri verebilir.
Sevdiğim Sözler
“Sizi yere yıkan yumruk sert olandan ziyade geldiğini görmediğiniz yumruktur!” Jeo Torres
Comentários