Ticari işletmelerin final hedefi, yaptıkları işten kar elde etmek ve elde edilen bu kar ile iş hacmini sürekli artırarak işin devamlılığını sağlamaktır.
Dönemsel olarak kar elde etmek ve büyümek hepimize keyif verse de, uzun periyotlar boyunca istikrarlı bir şekilde sürdürülebilir karlılığa ve sürdürülebilir büyümeye sahip olmak çok daha değerlidir.
O vakit karlılık ve büyümek için birinci sihirli kavramımız SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 'tir ("Sustainability").Aslında istikrar ve devamlılık olarak da tanımlayabileceğimiz bu kavram iş hayatımızın temel ve vazgeçilmez bir unsuru olmalıdır.
İşletmelerde sürdürülebilirliği elde edebilmemiz için bütün iş ve yönetim operasyonlarımızın belirli bir disipline ihtiyacı vardır.Bu disiplin olmadan kesinlikle hedeflediğimiz başarıları elde edemeyiz.İşletmelerin sahip olması gereken bu öz disipline de STANDART OPERASYON (SOP) yönetimi diyebiliriz.
O halde ikinci sihirli kavramımız da bu durumda STANDART'dır.Üretim yönetiminde işletme kurallarımızı koyarken ne yaparsak yapalım kişiye ve duruma göre değişmeyen standart iş talimatlarımız uygulanmalıdır.Standartlarımız dinamik olmalı ,hem iç dinamiklerin hem de pazar dinamiklerine göre de geliştirilen,ihtiyaç durumunda revize edilen, yaşayan mekanizmalar olmalıdır.
Üretim işletmelerinin yönettikleri operasyonlarda sürdürülebilirlik karlılık ve büyüme için her şart altında sürekli iyileştirme ve sürekli geliştirme döngülerinin oluşturulmuş olması gerekmektedir.Verimlilik için ekipman ve proseslerimizde sürekli iyileştirme (kaizen), pazarda kalıcı olmak için de ürün ve hizmetlerimizde sürekli geliştirme (inovasyon ) olmak zorundadır.
Bu durumda üçüncü sihirli kavramımız SÜREKLİ İYİLEŞTİRME ve SÜREKLİ GELİŞTİRME olarak tanımlanabilir.
İşletmelerimizdeki mevcut israflarla mücadele ederek yani kayıpları azaltarak verimliliği sağlamak en çok çaba harcadığımız en çok konuştuğumuz konuların başında gelmektedir.Her ne kadar kayıplarımızı sağlıklı olarak belirleyemesek de kayıpların yönetimi ve azaltılması verimlilik ve karlılık için ana uğraşlarımızdan bir olmalıdır.Aynı şekilde proseslerimizde istediğimiz kalite seviyesini yakalayabilmemiz için de değişkenliklerimizi minimize etmemiz gerekmektedir.Değişkenliğin azaltılması bir yandan kalite seviyemizi artırırken diğer yandan verimliliğimize dolayısıyle karlılığımıza da katkı yapar.
Dolayısıyle dördüncü sihirli kavramımız KAYIP ve DEĞİŞKENLİK YÖNETİMİ'dir.
Düzenli olarak yaptığımız aksiyonların belirlediğimiz performans metriklerinin trendine etkisini ölçmek,düzeltici ve önleyici faaaliyetleri bu metriklerin iyileştirmesine odaklamak durumundayız.Ne olursa olsun alacağımız etkin aksiyonlar , sürece ait performans metriklerini etkilemeli ve sonuçlar sürekli ölçülmeli ve izlenmelidir.
Beşinci ve son sihirli kavramımız aksiyonlarımızın ,izleme göstergelerimize olan etkisini sürekli ÖLÇMEK'tir.
İşletmemiz için özetle bu 5 sihirli kavram;
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (Karlılık-büyüme),
STANDART (Operasyon),
SÜREKLİ İYİLEŞTİRME (Proseste) ve SÜREKLİ GELİŞTİRME (Ürün ve Hizmette),
Proseslerdeki KAYIP ve DEĞİŞKENLİK YÖNETİMİ ve
İş sonuçlarını ÖLÇME'dir.
Tüm bu kavramları iş hayatımıza yerleştirirken Peter Drucker'ın da salık verdiği üzere :
Etkin karar mekanizmaları oluşturmak,
Israrcı ve takipçi olmak,
Aksiyon-sonuç bazlı çalışmak,
İşlerimizi önem sırasına göre sıralayarak önceliklendirme yapmak
İşlerimizin zaman planlamasını yapmak,
Çalışanlarımızı ve tedarikçilerimizi sürekli geliştirmek zorundayız.
2010 yılı başlarında yaşanan geri çağırma krizi nedeniyle Toyota Başkanı Akio Toyoda Amerikan Kongresi karşısında özür diledi :
"TOYOTA KENDİ KURUCU İLKELERİNDEN ve FELSEFESİNDEN SAPARAK HIZLI BÜYÜMEYE ve SAYILARA YÖNELDİK ! : 1.TEDARİK ZİNCİRİNİ YETERİ KADAR HAZIRLAYAMADIK,2.YENİ YÖNETİCİLERİMİZİ ve İNSAN GÜCÜMÜZÜ YETERİ KADAR HAZIRLAYAMADIK,AŞIRI VE ACELE BÜYÜMEYİ TERCİH ETTİK ve BU SONUÇLA KARŞILAŞTIK."
Dolayısıyle işletmelerimizde yukarıda bahsettiğimiz kavramlara sahip çıkarken,sürüdürülebilir karlılık ve sürdürülebilir büyüme için çalışanlarımızı ve tedarikçilerimizin gelişimini ve katılımını sağlayarak paydaşlarımızın tamamını mutlu etmeliyiz:
Müşteri Memnuniyetini,
Çalışan Memnuniyetini
Tedarikçi Memnuniyetini ve
Hissedar Memnuniyetini
sürekli ölçerek gidişatımızı belirlediğimiz aksiyonlarla destekleyerek takip etmek zorundayız.
Tüm bunları yapar iken önümüzdeki sayılarda daha detaylı değineceğimiz gibi içinde bulunduğumuz pazarların ve işletmemelerimizin mevcut risk ananlizlerini de yaparak ,bu riskleri çok iyi yönetmek zorunda olduğumuzu da unutmamalıyız.
Risk yönetimi ile ilgili çok beğendiğim bir hikayeyi sizlerle paylaşmak isterim:
Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı. Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp 'çiftlik işlerinden anlar mısın?' diye sormadan edemedi çiflik sahibi. 'Sayılır' dedi adam, 'fırtına çıktığında uyuyabilirim' .Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı.Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünüde görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:
Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: 'Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Herşeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.' Adamyatağından bile doğrulmadan mırıldandı: 'Boşverin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştimya.' Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu. Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: A-aa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı: 'Fırtına çıktığında uyuyabilirim'.
Sıkıntılara zihnen (bilgi, plan), mânen (psikolojik), maddeten (önlem) hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz hayatınız boyunca.
Sonraki yazımızda Karlılık Yönetimi ile ilgili detay bilgileri aktarmaya devam edeceğiz.
Beğendiğim sözler:
"Söylediklerinize dikkat edin, düşünceleriniz olur;
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınız olur;
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınız olur;
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olur;
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerleriniz olur;
Değerlerinize dikkat edin, karakteriniz olur;
Karakterinize dikkat edin; kaderiniz olur... Indra Gandhi"
Comments